Blog
Kas Yapmak Kilo Aldırır mı ?
Üzerine çıktığımız baskülde yazan rakamlar ne kadar önemli değil mi! Yeryüzüne uyguladığımız kuvveti, kilogram cinsinden gösteren bu cihazın ekranındaki değişimler, özellikle kadınlar için çok önemli. Ne de olsa çağımızda güzel kadın mutlaka ince olmalı, hafif olmalı. Gerçekten de ince olmak, sağlıklı olmanın ilk adımı. Ama baskülün söyledikleri tamamen belirleyici değil. Yağ ve kas dokusunun yoğunluğu birbirinden çok farklı ve spor yapmayan insanlarda kas miktarı düşük olduğundan ağırlıkları da daha az.
Peki insan neden kas yapmak ister, kas yapmak için beslenme programına dikkat eder, kas yapmak için program yapar? Aslında kadınlar bunu yapmaz çoğunlukla, bunu sadece erkekler yapar, çünkü bize öğretilen şey belli, kadınlar narin olur, erkekler güçlü.
Aslında narin olmak, ince olmak kassız olmayı gerektirmiyor. Kadınlar güzelliklerine, bedenlerinin görünüşüne önem veriyor, güzellik konusunda modayı takip ediyor. Beden sağlığımız bile modanın elinde; bir doktor çıkıp hangi bitki neye iyi gelir konuşması yapıyor ve o bitki topluluğunun kaderi değişiyor bir anda. Yani düşünün bir kere, ekranda defalarca göründüğü için güveninizi kazanmış bir doktor çıkıp ‘ağırlık kaldırarak spor yapmalısınız yoksa yaşlılığınız çok zor geçer’ derse üzerinizde etkili olabilir, gerçi televizyon dünyası daha kısa vadeli işler peşindedir her zaman.
Başlıktaki soruya dönecek olursak, kas yapmak size anladığımız anlamda kilo aldırmaz, tam tersine kaslarınız çok enerji çeken dokulardır, yani siz onları kullanmazken bile, durdukları yerde kalori harcarlar ki bu da adeta hayal gibi. Tek faydası bununla da bitmez elbette; kaslarınızı çoğaltırsanız kollarınızda sarkma, bacakların yayılması gibi kötü görünen şeyler olmaz, yani kas miktarınızı arttırırsanız, sıkı bir vücudunuz olur, kaslar sayesinde ince olmak daha kolaylaşır.
Narin ve kırılgan olmayı gene de tercih ediyor olabilirsiniz, yaptığınız kas çalışmaları görüntünüzü değiştirmeyip sadece kas doku yoğunluğunuzu değiştirecek.
Yeryüzüne uyguladığınız kuvveti ölçen baskülünüzün ne dediğine hiç takılmayacaksınız. Siz kendinizi ne kadar güçlü hissediyorsunuz, aynaya bakınca vücudunuz ne kadar genç, güzel ve sıkı görünüyor bunlara bakacaksınız. Ve en önemlisi de ileri yaşlarınızda kaslarınızı arttırmış olmanın çok faydasını göreceksiniz.
SuperSlow Zone deneme randevusu fırsatını değerlendirip daha fazla bilgi alabilir ve haftada 2 defa 20 dakikalık egzersizin faydalarını yaşamaya başlayabilirsiniz.
Kemik Erimesine Bitkisel Tedavi
Kemik erimesinden bahsedilirken, genetik bir rahatsızlık olduğu, hormon dengesizliğinin osteoporozu tetiklediği, özellikle sigaranın çok zararlı olduğu söyleniyor. Bitkisel çözüm arayanlara ise magnezyum, kalsiyum bakımından zengin besinler öneriliyor; aralarında çorba tarifi bile var. Siz ne dersiniz, dokusunu kaybetmeye, bozulmaya başlamış iskelet sisteminizi düzeltmek için içtiğiniz çorbalar ne kadar sürede, ne ölçüde etki eder?
Kemik erimesiyle mücadele aslında çocuk yaşta başlıyor ve bir ömür boyu devam ediyor. Kalsiyum bakımından zengin gıdalar çocuk yaştayken daha çok tüketiliyor, bu tutum kemik gelişimi için olumlu katkı yapıyor ve sağlam, güçlü ve kemik doku bakımından zengin, yani kalın kemikler oluşumuna yol açıyor.
ABD’de yapılmış ve 30 yıl süren araştırmalarda görülmüş ki; yetişkin insan her sene ortalama olarak 230 g. kas kaybediyor. Kas kaybı ve kemik erimesi arasındaki korelasyonu tespit eden uzmanlar, kas kaybeden insanlarda kemik erimesinin çok daha hızlı geliştiğini görmüşler. Yani bu durumda kemik erimesinin önüne geçebilmek için en önemli tedbirin; kas miktarını arttırmak ve kayıpların önüne geçmek olduğu bu araştırmalar sonucu görülmüş.
Kas Kaybı ve Kemik Erimesi
Kas kaybı neden kemik erimesini hızlandırıyor, ya da tersinden soracak olursak, kas miktarını arttırmak nasıl oluyor da kemik erimesini durduruyor?
Egzersiz yapmak, özellikle ağırlık kaldırarak kas miktarını arttırmak çok faydalı, kaslar yerine konup çoğaldıkça kemik dokunun etrafını sarıyor ve iskelet sisteminize destek oluyor. Her sene 230 gram kas kaybediyordunuz ya, bütün yükü iskelet sisteminiz tek başına taşımaya çalışıyordu ve vücudunuzda çeşitli sonuçlara sebep oluyordu, mesela bel ağrısı, sırt ağrısı, boyun ağrısı çekiyorsunuz ve bunun sebebi kas kaybediyor oluşunuz.
Yapılan egzersiz mutlaka kas miktarını arttırmalı, yani ağırlık kaldırmalısınız. Araştırmalar göstermiş ki; ağırlık egzersiziyle desteklenmeyen kardiyo çalışmaları, kas kaybına neden oluyor. Yani tek başına yürüyüş, yüzme, koşu kas kaybetmenizi engelleyemiyor. Mutlaka ağırlık kaldırma egzersizi yapmalısınız.
Bunun yanında siz ağırlık kaldırmalı egzersiz yapmaya başladıkça, iskeletinizde harika bir şey oluyor ve kemikleriniz kalsiyum tutmaya başlıyor, yani kemik erimesini geri çeviriyorsunuz.
Ağırlık kaldırmak gözünüzü korkutmasın SuperSlow Zone un üstünde uzun yıllar çalışılmış, kişiye özel bir programı var ve sadece haftada 2 defa 20 dakikalık bir program uyguluyor. Deneme randevusu ise ücretsiz.
Üç Adımda İskelet Sisteminizi Güçlendirin
Günümüzde sağlıklı yaşam bilinci yavaş yavaş artsa da, olası hastalıklar için önleyici adımlar atmıyor; ancak başımıza geldiğinde tedavi etmeye yöneliyoruz. Bu durum ise kas ve iskelet sistemiyle ilgili hastalıkların oranının günbegün artmasına neden oluyor. Ne kadar sağlıklı bir yaşam sürdüğünüz üzerine hiç düşündünüz mü? Muhtemelen evle iş arasında mekik dokuyor, hazır yiyeceklerle öğün geçiştiriyor ve spor yapmak adına kendinize vakit dahi ayıramıyorsunuz. Aslında birçok kişi sizinle aynı günü yaşayıp, aynı kaderi paylaşıyor ve kimse bu gidişatın sonucuyla yüz yüze gelmeden durumun ciddiyetini kavrayamıyor.
İnsan bedeni yapısal olarak bir binayı andırıyor ve kas – iskelet sisteminde oluşan herhangi bir bozukluk binanın yavaş yavaş çökmesine zemin hazırlıyor. Kıkırdak, eklem, bağ dokuları ve kemikten oluşan kas ve iskelet sisteminin zayıf düşmesi durumunda romatoid artrit, skolyoz, ankilozan spondilit ve kas erimesi gibi rahatsızlıklar baş gösteriyor. Bu tür hastalıklar ise bireyin hareket kabiliyetini kısıtlayarak yaşam kalitesini olumsuz yönde etkiliyor ve buna bağlı olarak da kişinin sosyal yaşamı sekteye uğrarken, psikolojik sıkıntıları da tetikliyor.
Sağlıklı bir yaşam sürmek için iyi bir psikolojide olmayı beklerken, hem fizyolojik hem de psikolojik sağlığınızdan olduğunuzu hiç fark ettiniz mi?
Yoğun çalışma şartları ve hayatımızın her alanına giren teknoloji, bugün kas ve iskelet sistemimizde sakatlıklara yol açan en büyük etkenler denebilir. Sürekli bilgisayar başında oturmak ve bedeni hareketsizliğe alıştırmak omur yapımızı değiştirip, kas sistemimizi zayıflatıyor. İleride hayatınızı olumsuz yönde etkileyecek bir rahatsızlığın sancılarını çekmemek için önlem almanız şart.
Kas ve iskelet sistemini güçlendirmenin birinci yolu, iyi bir beslenme alışkanlığından geçiyor. Günlük vitamin ve besin ihtiyacınızı karşılayacak “doğal” gıdaları tüketmeniz ve hastalıklara zemin hazırlayan hazır gıdaları hayatınızdan çıkarmanız gerekiyor. Bu alışkanlığı hayat tarzı haline getirmek ise, iskelet ve kas sistemini güçlendirmenin ikinci koşulunu; yani kiloyu dengede tutmayı beraberinde getiriyor. İdeal kiloyu aşmak, eklemlere fazla yük binmesine, dolayısıyla eklem ve kas yapısının bozulmasına neden oluyor.
Hareketli bir yaşama iki elle tutunmaksa, iskelet ve kas sistemini güçlü tutmak için gerekli olan üçüncü yol. Gün içinde 20 dakika spor ya da egzersiz hareketleri yapmak kasları güçlendirip, düzgün bir postüre sahip olmanıza olanak tanıyor. Aynı zamanda yağ-kas oranınızı dengeleyerek aşırı kilo problemi çekmenizin de önüne geçiyor.
Ne kadar meşgul olursanız olun, bugün kendinize ayıracağınız zamanın, yarının meyveleri olacağını unutmayın! Doğru beslenerek, ideal kiloda kalarak ve egzersiz yaparak duruş bozukluklarının önüne geçebilir, kas sisteminizi güçlendirebilirsiniz.
Kas Yapma Sağlık Getiriyor
Kas geliştirme, ağırlık kaldırma denince sanki hep gençliğe ait kavramlarmış gibi geliyor. 20’li yaşları geride bıraktıysanız ağırlık çalışmayı da geride bıraktınız ya da zaten hiç başlamamıştınız. 30’lu ya da 40’lı yaşlardan itibaren amaç, sadece ince görünmek, ince olmak olarak değişiyor. Belki 30’lu yaşlara gelmeden önce spor yapıyordunuz, fitness salonlarına gidiyordunuz, kaslı olmanın sağlıklı ve çekici görünmenin de anahtarı olduğunu düşünüyordunuz, ama sonra bir sürü yeni sorumlulukla birlikte spor yapmak öncelikleriniz arasında geriye düştü.
Kas yapma, kas geliştirmenin sağlığınız üzerine etkilerini değerlendirmek ya da kas kaybının iskelet sistemi ve metabolizma üzerinde yaptığı etkileri değerlendirmek önceliklerinizi tekrar düzenlemenizi sağlayabilir. Öncelikle şunu bilmemiz gerekir ki; ağırlık çalışmayan ya da kaslarını düzenli zorlayacak işlerde çalışmayan kişiler kas kaybediyor, az da değil; ortalama olarak yılda 230 gram! Kas yapma çalışmaları ise kasların sağlam kalmasını ve kayıpların önüne geçilmesini sağlıyor.
Kas Geliştirme Neden Önemli
Kaslar geliştikçe kemik dokunun etrafını iyice sarıyor ve iskelet sistemine destek oluyor. Kemikleriniz zorlanmıyor, vücudun bütün yükünü tek başına taşımamış oluyor.Bunun yanında, kas geliştirme çalışmaları kemiklerin kalsiyum tutmasını tetikliyor. Yani kemik erimesi gibi yaşam kalitesini çok etkileyen bir hastalığı durduruveriyor kas geliştirme.
Dış görünüş açısından da kas geliştirme çok faydalı. Genç kalmak için estetik ameliyatlar, zayıf kalmak için yağ aldırmalar, rejimler yapıyorsunuz, oysa bunun yerine ağırlık kaldırma çalışması yapınca gençlik kendiliğinden geliyor. Sarkmış kollar, kalın bir bel sizce yaşlılık göstergesi olabilir mi? Eğer öyleyse kas geliştirme çalışmalarıyla sıkı ve 20’li yaşlardaki gibi genç bir vücuda sahip olabilirsiniz.
Kas geliştirme yağlanmayı durdurur ve ince olmanızı sağlar. Kaslar durdukları yerde, siz onları kullanmazken bile çok enerji tüketirler, böylece yediklerinizi yağ olarak depolamaya fırsat bulamadan kaslarınız için harcarsınız.
Kas geliştirme çalışmaları iyi güzel de belli bir programa ihtiyacınız var, ama öyle bir program olmalı ki, kısıtlı zamanınızda uygulanabilir olmalı. SuperSlow Zone haftada 2 defa 20 dakikalık bir program uygular ve öğle tatilinizde bile yapabilirsiniz.
Uygulayacağınız programın size özel olması önemli değil mi? Daha önce bu tür bir deneyiminiz olmamış olsa bile SuperSlow Zone size özel bir program hazırlar ve gelişiminizi takip eder, böylece maksimum faydayı almanızı sağlar.
Deneme randevuları ücretsiz, size en yakın şubeden bir randevu alıp 20 dakikada neler olabileceğine bir bakabilirsiniz.
Osteoporoz Tedavisi ve Sakınma Yolları
Osteoporoz, kadınları çok ilgilendiren, çok tanıdık gelen bir terim. Hemen tüm kadınlar menopoz sonrası kemik erimesinin başlayacağını, ilave yeni ilaçların içilmesi gerektiğini kabul etmiş durumda. Söz konusu hastalık kemik dokunun zarar görmesi, kemik dokunun kaybedilmesi olunca aslında durum oldukça ciddi. Ne de olsa vücudunuzu ayakta tutan, yapabildiğiniz her şeyi yapabilmenizi sağlayan, sizi siz yapan anahtar, adı üstünde iskelet sistemi ve iskeletimizin zarar görmeye, zayıflamaya başlaması da hayatımızı çok etkileyecek elbette ki.
Bu kadar önemli olan temel yapımızın zarar görmesini neden bu kadar normalleştirmişiz, yaygın olması, bir çoğumuzda görülmesi bu hastalıktan korkmamızı engelliyor sanki.. Oysa iskelet sisteminin sağlıklı olması yaşam kalitemizi direk etkiliyor, çok insanda görülmesi, özellikle kadınlarda çok yaygın olması bu hastalığın ciddiyetini azaltmıyor.
Osteoporoz deyince bildiğimiz tedavi, kemik dokuyu takviye edecek mineral bakımından zengin ilaçlar, besinler. Çocukluk döneminde, heniz fiziksel gelişimimizi tamamlamamışken, iyi beslenmek, elbette kemik gelişimimiz için çok önemli, sağlıklı ve güçlü kemiklerin anahtarı. Ancak sonraki yıllarda başka önlemler almamız gerekiyor ki, aslında bu basit önlemler hastalığın yaşam kalitemize ve sağlığımıza getirdiği olumsuz etkilerin karşısında adeta hiçbir şey.
Düşünsenize biri size şunu dese hoş olmaz mıydı; ‘haftada 2 gününü toplam 40 dakikanı egzersiz yapmaya ayıracaksın ve kemik erimesi, osteoporoz şikayeti çekmeyeceksin, yaşlılığında kendi başına yaşayabilecek, başkasının yardımına ihtiyaç duymayacaksın, sağlıklı ve dik bir vücudun olacak, düşüp kalça kemiğimi kırarım endişesi yaşamayacaksın, bel ağrısı, sırt ve boyun ağrısı çekmeyeceksin’ Yapar mıydınız? Yani sağlıklı bir yaşam için haftada 2 defa 20 dakika ayırır mıydınız diye sorsak herhalde herkes evet der, ne de olsa haftada 2 defa 20 dakika ve yaşam boyu sağlık.
Peki bu 40 dakikalık egzersiz size ne sağlayacak onu bilmenin de önemi var; kaslarınız çoğalacak. Kas yoğunluğunuz arttıkça omurganıza binen yük azalacak, kemiklerinizi destekleyen güçlü kaslarınız olacak, vücudunuz dik duracak, gençleşecek veya hep genç kalacak, kaslarınız artınca inceleceksiniz, ideal kiloda kalmanız çok kolaylaşacak. Sağlıklı olacaksınız, genç kalacaksınız, ince olacaksınız. kemik erimesi diye bir şikayeti olmayan özel insanlardan olacaksınız. Buna değer biçebilir misiniz? Ücretsiz bir randevuya ne dersiniz? Size en yakın SuperSlow Zone salonunu arayıp bir adım atın.
Ağrı ve Ağrı Kesicilere Alternatif Çözüm Yolları
Ağrıyla yaşamak kolay değil, yaşam kalitemizi çok etkiliyor, hal böyle olunca da ilaç sektörünün ağrı kesici üreten kısmı harıl harıl çalışıp yeni tip ağrı kesiciler üretiyor, yeni ilaç formları buluyor. Ağrı kesici krem, ağrı kesici sprey gibi formlar üretiyor, etki süresini kısaltmaya çalışıyor. Sadece ilaç sektörü değil, alternatif tıp uygulamaları da eskiden beri gelen bilgilerini ortaya çıkarıyor, modern insana bilmediği çözümler öneriyor.
İster alternatif tıp, ya da modern olarak kabul ettiğimiz tıp olsun, bitkilerle tedavi olsun hepsinde dışarıdan bir kaynaktan yardım alarak ağrılarınızdan kurtulma yolları sunuluyor.
Ağrı kesicilere karşı çıkmak, ihtiyacı reddetmek mümkün değil elbette ancak, ağrı kesici ihtiyacınızı azaltabilirsiniz. Özellikle bel ağrısı, sırt ağrısı, boyun ağrısı gibi ağrılarda ağrı kesici ihtiyacınızı ortadan kaldıracak bir çözüm yolu var.
Hayatımızı olumsuz etkileyen bu şiddetli ağrılara ağrı kesici yöntemler zaten yeterince etki yapamıyor, ya da kolayca belimizi sakatlamamızı engelleyemiyor. Bu tür ağrılar çekmemizin ve kolayca boynumuzu incitmemizin nedeni kaslarımızın zamanla zayıflamış olmasından kaynaklanıyor. Bel kaslarınız zayıfsa daha çabuk sakatlanıyorsunuz, ya da omurganızdaki yük arttığı için ağrılarınız oluyor.
Günümüzde zaten çok hareketsiz bir yaşam tarzını kabullenmiş durumdayız; yaptığımız işler masa başı, ulaşım araçları çok yaygın, bir alışveriş merkezine gittiğimizde bile katlar arasında yürümemiz gerekmiyor, yemeğimizi süpermarketten kolayca alıyoruz bunun gibi birçok etken bizi tembelleştirmiş durumda.
Kullanmadığımız kaslarımız da bizi terk ediyor, kaslarımız azaldıkça omurgamız üzerindeki yük de artıyor, oysa kaslarımız yerinde dursa iskelet sistemimizi destekleyecek ve hareketlerimizi kolaylaştırıp vücudumuzun daha sağlıklı olmasına sebep olacak.
Kasları yerine koymanın sadece bir yolu var, onları zorlamak. Ağırlık kaldırmak kaslarınızı yerine koymanın tek yolu, sahilde yürüyüş yapmak, yüzmek gibi aktiviteler kaslarımızı geliştirmiyor, mutlaka ağırlık çalışmalarıyla desteklenmeli. Bunun yanında ağırlık kaldırma işi oldukça sıkıcı ve düzenli yapma zorunluluğu da bizi bezdiriyor.
SuperSlow Zone ise haftada 2 defa sadece 20 dakika uyguladığı bir programla günlük hayatınızı hiç etkilemeden sağlık kazanma seçeneğini sunuyor. Amerika’da geliştirilmiş bir sistemiyle kişiye özel programlar oluşturuyor ve sadece 20 dakikada kaslarınızı yerine koyacak bir program sunuyor.
Egzersiz ile Obeziteye Dur Deyin!
Çevresel faktörler, hareketsizlik ve yanlış beslenme gibi nedenlerin yanı sıra, genetik ve psikojik nedenlerin de sebep olduğu obezite, günümüzün en yaygın hastalıkları arasında yer alıyor. Özellikle çocuk yaşta başlayan ve önüne geçilemeyen obezite sorunu, bireyin ileri yaşlarda yaşam kalitesini olumsuz yönde etkiliyor ve psikolojik sorunlara zemin hazırlıyor. Aşırı yağlanmayla birlikte başlayan bu hastalık, kalp-damar, hipertansiyon, diyabet ve kolesterol gibi hastalıkları da beraberinde getiriyor. Yaş ilerledikçe kilo vermenin zorlaşması, iradesizlik, başarısız olma korkusu ve ertelemek gibi durumlar da obezite hastlarının zayıflamasının önüne geçen nedenler arasında.
Aslında birçok obezite hastasının gözünde büyüttüğü kilo verme aşaması üç önemli faktöre bağlı gelişiyor. Sabır, beslenme düzeni ve egzersiz bir araya geldiğinde güçlü bir voltran oluşturarak kişinin yıllarca hayal ettiği bedene kavuşmasını sağlıyor. Bunlardan en önemlisi olan egzersiz, kilo vermekten ziyade forma girmek amacıyla, düzenli olarak yapıldığında yaklaşık 2 yıl içinde büyük değişimler yaratıyor. Ancak beslenme düzeni ve sabrın da, egzersiz ile sinerji içinde çalıştığını unutmamak lazım!
İçinizdeki esas size, hak ettiğiniz bedene ulaşmak için iradeyi kendinize verilmiş bir söz, sporu ise bir yaşam biçimi olarak kabul etmelisiniz. Bundan 2 yıl sonrasına odaklanarak zorlu labirentten gitmeli ve kendinize verdiğiniz sözü hergün hatırlayarak yola koyulmalısınız. Haftada en az 2 gün, kendinizi yormayacak şekilde bir uzman eşliğinde egzersiz yaparak yeni yaşamınıza başlamalı ve bedeniniz bu tempoya alıştıkça egzersizin sıklığını artırarak devam etmelisiniz. Egzersiz programlarının yanı sıra, günlük hayatınızı hareketli hale getirecek her türlü fiziksel aktiviteyi yerine getirmeli, üşenmemeli ve ertelememelisiniz!
Egzersiz yaparken dikkat etmeniz gereken diğer bir husus ise, vücudunuzu taşıyan eklemleri ve kasları zorlamamak. Özellikle bacak, kalça ve omurga gibi kas gruplarına aşırı yük bindirmemeye dikkat etmeli ve bir uzman kontrolünde egzersiz teknikleri geliştirmelisiniz. Kas kuvvetlendirme ve sağlıklı yaşamı hayata geçirme konusunda uzman olan SuperSlow’dan bir deneme randevusu talep edebilir ve hem sağlığınız, hem de izlemeniz gereken yol açısından destek alabilirsiniz. Unutmayın, bedeniniz ve zihniniz en değerli hazineniz!
Egzersiz Sayesinde Ömrünüzü Uzatmanız Mümkün
Birçok rahatsızlığın başlıca sebebi olan hareketsizlik, yaşam kalitesini düşürdüğü gibi vücudun yavaş yavaş işlevini kaybetmesine de yol açabiliyor. Kasların kuvvetini yitirmesine, eklemlerin hareket kabiliyetini elden bırakmasına ve daha da önemlisi kalp sağlığının bozulmasına neden olan hareketsiz yaşam, küçükten büyüğe herkes için tehdit oluşturuyor. Tam da bu noktada, meşhur bir atasözümüzü hatırlatmakta fayda var; işleyen demir paslanmaz!
Bedeninizin her bir noktasını makine gibi düşünmeniz, işinizi daha da kolaylaştırabilir. Uzun süre çalışmayan bir arabanın kolayca istop etmesi, bir süredir kullanılmayan bir yazıcının silik çıktı vermesi gibi; bedeninizi aktif tutmamanız da kasların ve organların görevlerini yavaş yavaş unutmalarına yol açabiliyor. Dolayısıyla düzenli egzersiz hareketleri ya da spor yapmak sizi hayata bağlayan altın bir anahtar görevi görüyor. Ancak uzun süre ham kalmış bir bedene de ani fiziksel aktivite yüklememek gerekiyor. Bu açıdan kişilerin vücutlarını tanımaları, yağ-kas oranlarını ve kalp atış seviyelerini bilmeleri oldukça önem taşıyor. Bir uzmandan destek alarak vücut kitle indeksinizi öğrenebilir ve size uygun düşen spor tekniklerini yapabilirsiniz.
Hareketliliği hayata geçirmeye başlamak aslında sandığınızdan daha kolay! Yakın mesafeleri yürüyerek veya asansör yerine sıkça merdiven kullanarak günlük rutininize renk katabilir ve aktif yaşamın kapılarını aralayabilirsiniz. Ağır spor teknikleri uygulamak yerine, haftada 2 gün 20 dakika spor yaparak vücudunuzu hareket etmeye alıştırabilir ve takip eden zamanda hem egzersiz yaptığınız gün sayısını hem de egzersiz sürenizi uzatabilirsiniz. Böylece kalbinizi zorlamadan sağlıklı bir şekilde spor yapabilir ve kendiniz için doğru yöntemleri uygulayabilirsiniz.
Sağlıklı yaşam için her fırsatı değerlendirerek fiziksel sağlığınızın yanı sıra, mental sağlığınızı da korumanız mümkün! Egzersiz yaparak depresyon, üzüntü ve sıkıntı gibi psikolojik sorunların üstesinden gelebilir ve kendinizi çok daha enerjik hissedebilirsiniz. Düzenli spor yapanların, hareketsiz bir yaşam süren bireylerden çok daha sağlıklı ve uzun bir ömür sürmelerinin altında mental sağlığın da yattığını unutmamak gerek. Egzersiz ile yaşam sürenizi uzatmak için, SuperSlow’dan deneme randevusu alabilir ve sıradışı egzersiz teknikleri ile sağlık dolu günleri kucaklayabilirsiniz!
Ne Kadar Zamanda Forma Girebilirsiniz?
Kış ayları birçoğumuz için inzivaya çekildiğimiz ve sportif faaliyetlerden uzaklaştığımız bir dönem. Hazır yiyeceklerle beslenme, iş ile ev arası mekik dokuma ve yorgun geçen bir günün ardından doğan dinlenme ihtiyacı kilo almamıza zemin hazırlayabiliyor. Yaz ayları yaklaştığında ise aldığımız kilolar bedenimizi hantallaştırarak artık harekete geçmemiz için alarm veriyor ve hızlıca zayıflamanın yollarını arıyoruz. Peki ya bu noktada neleri atlıyoruz?
Kilo verip forma girmek için gerçekten belirli bir zamana mı ihtiyacınız var, yoksa belirli bir programa mı? İnsanlar bir an önce sağlıklı bir bedene ya da fit bir vücuda sahip olmanın zamanla alakası olduğu konusunda ısrarcı davranıyor. Ancak ne kadar zamanda forma gireceğiniz, tamamiyle izlediğiniz diyet ve egzersiz programına göre şekilleniyor. Hızlı zayıflamak için sıklığını azalttığınız öğünler, besin programınızdan çıkardığınız proteinler ve harcadığınız aşırı efor kısa süreli bir illüzyona sebep oluyor. Bunun sonucunda ise kilo vermeyi başaran, ancak ideal kilonuzu koruyamayan umutsuz bir insan olduğunuza inanıyorsunuz. Kendinize haksızlık etmeyi bırakıp, doğru bir yol izlemeye ne dersiniz?
Çevrenizde kilo veren insanların başarı hikayelerini yeterince dinleyip, önerdikleri programları uygulayarak hevesinizi attıysanız, kendi başarı hikayenizi yazmanın vakti gelmiş demektir! Herkesin yağ ve kas oranı, boyu ve yaşı farklı olduğuna göre, kendi diyet ve egzersiz programınızı keşfetmekle başlayabilirsiniz. Kilo verirken kas kaybı yaşamamaya ve size verilen öğünleri atamamaya dikkat etmelisiniz. Böylece tartıda eksilen sayıların kilonuz mu, yoksa kaslarınız mı olduğu konusunda bir şüphe yaşamazsınız.
Tüm bu süreçte doğru bir egzersiz programı uygulamak ise kısa sürede forma girmenizi kolaylaştıran diğer bir adımdır. Çevrenizde ya da egzersiz programlarında gördüğünüz her hareketi gelişigüzel uygulamak kilo vermenizi zorlaştırdığı gibi, eklem bölgelerinizde ve kaslarınızda zedelenmelere yol açabilir. Dolayısıyla bir uzman desteğiyle size uygun egzersiz programlarını oluşturmalı ve tavsiye edildiği miktarda uygulamalısınız.
Unutmayın, ne kadar zamanda forma girileceğinin cevabı kişiden kişiye değiştiği gibi, nasıl forma girileceğinin de cevabı farklılık gösterir. Kendiniz için bir iyilik yapın ve size en yakın SuperSlow Zone adresine başvurarak sizin için özel olarak hazırlanan egzersiz programlarından faydalanın. Uzmanlar eşliğinde yaptırılan 20 dakika spor tekniği ile hem sağlıklı bir bedene, hem de ideal kilonuza ulaşın!
İleri Yaş Bireyler İçin Egzersiz
İlerleyen yaşla birlikte vücutta oluşan bir takım değişimler, yapılması gereken egzersiz tekniklerini de etkiliyor. Bedenin, organ, omur ve kas sisteminin kolayca deforme olması, kemik erimesi, skolyoz ve romatoid artrit gibi rahatsızlıkların oluşumu hareket kabiliyetini kısıtlıyor. Ancak yapılan araştırmalar, ileri yaşlarda dahi düzenli bir egzersiz programına uyulmasının yaşam kalitesini olumlu yönde etkilediğini kanıtlar nitelikte.
Hareketsiz bir yaşam sürmek, bugün gençleri dahi depresyona sürüklerken, fiziksel aktivitenin yüksek olduğu durumlarda bireylerin daha dinç, pozitif ve enerjik olduğu gözlemleniyor. Mental sağlığın oldukça önem taşıdığı göz önünde bulundurulduğunda, özellikle ileri yaştaki bireylerin aktif bir yaşam sürmesi gerektiği kaçınılmaz bir gerçek. Dolayısıyla düzenli egzersiz programı uygulayarak, mental anlamda dinamik hissedebilir ve aktifliği fiziksel olarak da hayata geçirebilirsiniz.
İleri yaştaki bireyler için fiziksel ve sistemsel sağlığın yolu da egzersizden geçiyor. Uzmanlar eşliğinde uygulayacağınız egzersiz hareketleri, eklem ağrılarınızın azalmasını sağlayıp kaslarınızı güçlendiriyor ve bunun yanı sıra karşılaşılan olumsuz durumlarda çürük, çıkık, kırık gibi riskleri de azaltıyor. Fakat bu noktada uygulamanız gereken egzersiz tenkiklerine dikkat etmeniz büyük önem taşıyor.
Yaşınız ve fiziksel durumunuza göre egzersiz hareketleri yapmadan önce, ilk olarak kalp atış hızınızı ölçtürmeli ve bu doğrultuda kalp hızınızı aşmayacak şiddette egzersiz yapmalısınız. Sakatlanmalara yol açmayacak şekilde, kaslarını ve eklemlerinizi kuvvetlendirecek, dengenizi oluşturacak basit egzersizler uygulamalısınız. Ayrıca tüm bunları bir uzman eşliğinde yapmalı ve vücudunuzdaki bütün kas gruplarının eşit derecede çalıştığından emin olmalısınız. Düzenli ve bilinçli bir şekilde yapacağınız egzersiz programı ile kaliteli bir yaşamın kapılarını aralayabilirsiniz!
SuperSlow ile haftada 2 veya 3 gün spor yaparak düşük şiddetli egzersiz tekniklerini rahatlıkla uygulayabilir ve olası fiziksel rahatsızlıkları geride bırakabilirsiniz. Uzmanlar eşliğinde uygulanan kısa süreli ve basit egzersiz teknikleri ile yaşam kalitenizi artırmak için SuperSlow’dan deneme randevusu almayı sakın unutmayın!